– 5 –
Miras hükmü ve ilminin kaldırılışı
Cahiliyede miras taksimi
Miras taksimi
Vasiyet konusu
Vefat edenin borcu
Kadının nafaka ve mali sorumluluğu
Miras ve iktisadi denge
Miras nasıl taksim edilir? Herkesin hakkı ne kadar? Her kes mirastan hakkını alıp ta kalan kısım olursa kime verilir? Vasiyet en fazla ne kadar olur ve kime verilir? Vefat eden kimsenin borcu nereden kesilir? Eski ve yeni cahiliyede miras nasıl taksim edilir? Mirasın kadının nafaka ve mali sorumluluk taşımamasıyla alakası var mıdır? Hangi hallerde akraba mirastan mahrum edilir? Mirasın iktisadı dengeyi sağlamakla alakası nedir?
يُوۡصِيۡكُمُ اللّٰهُ فِىۡۤ اَوۡلَادِكُمۡ لِلذَّكَرِ مِثۡلُ حَظِّ الۡاُنۡثَيَيۡنِۚ فَاِنۡ كُنَّ نِسَآءً فَوۡقَ اثۡنَتَيۡنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ ۚ وَاِنۡ كَانَتۡ وَاحِدَةً فَلَهَا النِّصۡفُ ؕ وَلِاَ بَوَيۡهِ لِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنۡهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ اِنۡ كَانَ لَهٗ وَلَدٌ ۚ فَاِنۡ لَّمۡ يَكُنۡ لَّهٗ وَلَدٌ وَّوَرِثَهٗۤ اَبَوٰهُ فَلِاُمِّهِ الثُّلُثُ ؕ فَاِنۡ كَانَ لَهٗۤ اِخۡوَةٌ فَلِاُمِّهِ السُّدُسُ مِنۡۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٍ يُّوۡصِىۡ بِهَاۤ اَوۡ دَيۡنٍ ؕ اٰبَآؤُكُمۡ وَاَبۡنَآؤُكُمۡ ۚ لَا تَدۡرُوۡنَ اَيُّهُمۡ اَقۡرَبُ لَـكُمۡ نَفۡعًا ؕ فَرِيۡضَةً مِّنَ اللّٰهِ ؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِيۡمًا حَكِيۡمًا﴿۱۱﴾
“ Allah çocuklarınız hakkında şöyle tavsiye ediyor (emrediyor): bir erkek iki kızın payını alır. Eğer (yalnız) kadınlar varsa (erkek yoksa); onlar iki kızdan fazla iseler mirasın üçte ikisini (2/3) alırlar. Yalnız bir kız varsa mirasın yarısını (1/2) alır. Vefat eden kimsenin çocuğu varsa ebeveynin her birisi altıda bir (1/6) alır. Eğer çocuğu yoksa ve onun ebeveyni ona varis olurlarsa anne üçte biri (1/3) alır. Eğer kardeşleri varsa anne altıda bir (1/6) alır. Fakat bu miras vefat edenin vasiyetinin yerine getirilmesi ve borcu ödendikten sonra dağıtılır. Babalarınız ve çocuklarınız hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilmiyorsunuz. Bu (hükümler) , Allahtan bir farzdır. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir ve hikmet sahibidir (11)
وَلَـكُمۡ نِصۡفُ مَا تَرَكَ اَزۡوَاجُكُمۡ اِنۡ لَّمۡ يَكُنۡ لَّهُنَّ وَلَدٌ ۚ فَاِنۡ كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ فَلَـكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكۡنَ مِنۡۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٍ يُّوۡصِيۡنَ بِهَاۤ اَوۡ دَ يۡنٍ ؕ وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكۡتُمۡ اِنۡ لَّمۡ يَكُنۡ لَّكُمۡ وَلَدٌ ۚ فَاِنۡ كَانَ لَـكُمۡ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكۡتُمۡ مِّنۡۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٍ تُوۡصُوۡنَ بِهَاۤ اَوۡ دَ يۡنٍ ؕ وَاِنۡ كَانَ رَجُلٌ يُّوۡرَثُ كَلٰلَةً اَوِ امۡرَاَةٌ وَّلَهٗۤ اَخٌ اَوۡ اُخۡتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنۡهُمَا السُّدُسُ ۚ فَاِنۡ كَانُوۡۤا اَكۡثَرَ مِنۡ ذٰ لِكَ فَهُمۡ شُرَكَآءُ فِى الثُّلُثِ مِنۡۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٍ يُّوۡصٰى بِهَاۤ اَوۡ دَ يۡنٍ ۙ غَيۡرَ مُضَآرٍّ ۚ وَصِيَّةً مِّنَ اللّٰهِ ؕ وَاللّٰهُ عَلِيۡمٌ حَلِيۡمٌ ؕ ﴿۱۲﴾
Eğer zevcelerinizin (hanımlarınızın) çocukları yoksa bıraktığı mirasın yarısı (1/2) sizindir. Eğer çocukları varsa mirasın dörtte biri (1/4) size ait olur. Fakat bu miras onların gösterdikleri vasiyetin yerine getirilmesi ve borçları ödendikten sonra dağıtılır. Ama siz vefat ettiğiniz zaman çocuklarınız yoksa sizin zevceleriniz dörtte birini (1/4) alırlar. Eğer çocuklarınız varsa zevceleriniz sekizde birini (1/8) alırlar. Fakat bu miras sizin gösterdiğiniz vasiyetin yerine getirilmesi ve borcunuz ödendikten sonra dağıtılır. Eğer miras bırakan bir erkek veya bir kadının ana babası da çoluk çocukları da yoksa ama bir erkek veya bir kız kardeşi varsa her birine altıda bir (1/6) pay verilir. Eğer kardeşleri daha fazla ise vefat edenin vasiyetinden ve borçlarının ödenmesinden sonra üçte bir (1/3) hisseye ortaktırlar. Miras alanlar zarara uğratılmadan paylarını alırlar. Bu Allah tarafından bir uyarıdır. Allah hakkıyla bilendir ve hikmet sahibi olandır. (12)
تِلۡكَ حُدُوۡدُ اللّٰهِ ؕ وَمَنۡ يُّطِعِ اللّٰهَ وَرَسُوۡلَهٗ يُدۡخِلۡهُ جَنّٰتٍ تَجۡرِىۡ مِنۡ تَحۡتِهَا الۡاَنۡهٰرُ خٰلِدِيۡنَ فِيۡهَا ؕ وَذٰ لِكَ الۡفَوۡزُ الۡعَظِيۡمُ ﴿۱۳﴾ وَمَنۡ يَّعۡصِ اللّٰهَ وَرَسُوۡلَهٗ وَيَتَعَدَّ حُدُوۡدَهٗ يُدۡخِلۡهُ نَارًا خَالِدًا فِيۡهَا وَلَهٗ عَذَابٌ مُّهِيۡنٌ ﴿۱۴﴾
Bunlar Allah’ın sınırlarıdır, kanunlarıdır. Kim Allaha ve resulüne itaat ederse içinde ebedi kalacağı ve altından (arasından) ırmakların aktığı cennete dâhil olur. Bu da en büyük kazançtır. (13) Kim Allaha ve resulüne isyan edip sınırlarını aşarsa (kanunlarına aykırı hareket ederse) onu ebedi kalacağı ateşe atar. Orada kendisi için alçaltıcı bir azap vardır. (14)
Bu ayetlerin nüzul sebebinin şöyle olduğu rivayet edildi; Cabir bin Abdullah (r.a) ölüm döşeğindeyken Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ve Ebu Bekir (r.a) kendisini ziyaret etmeye gelince şöyle sordu: Ey Allah’ın Resulu mallarıma ne yapmalıyım? Bunun arkasından mirasla ilgili bu ayetler nazil oldu.”(Buharı ve Müslim)
Bu ayetler ve bu surenin son ayetinde miras ahkâmı beyan ediliyor. Bunlara ek olarak bir takım hadisler vardır. Buna “İlm – ul faraiz” adı verildi. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“تعلموا الفرائض وعلموها، فإنه نصف العلم ، وهو ينسى، وإنه أول ما ينزع من أمتي” (الترمذي، ابن حبان)
“Faraiz ilmini öğrenin ve öğretin, zira ilmin yarısı budur aynı zamanda çabuk unutulur ve ümmetimden ilk sökülecek ilimde budur.” (Tirmizi,İbni Mace)
Bir kişi vefat ettiğinde mirasçı akrabalarından her birisine farz edilmiş miktar farz olur. Kendisine hak olarak verilecek pay demektir. Zorunlu bir husus olduğundan dolayı farz denilir. Nitekim Arapçada kesin şekilde uygulanacak emir farz olur. Ayrıca vefat edenle bir alakası yoktur. Şeriat bunu farz kılmıştır kişi değil. Üstelik bu ilim hemen hemen herkesi ilgilendirir. Çünkü genellikle bir kimse vefat ettiğinde miras bırakır. Kâfir olan Laik rejim sistem Müslümanlardan bu ilmi sökmeye çalıştı. Zira Türkiye’de Mustafa Kemal’in eliyle laik rejim kurularak ilk sökülen ilimlerden ve hükümlerden biri miras ilmi ve onunla ilgili şer’i kanunları olmuştur. Mustafa kemal Hilafet sistemini kaldırdığı gibi aynı zamanda İslam’a göre miras ahkâmını da kaldırdı. Kâfirlerden miras kanunları ithal etti. Devlette ne kadar İslam hükümleri varsa hepsini kaldırıp sildi ve onların yerine kâfirlerin hükümlerini getirdi.
Bu şekilde Mustafa Kemal Allah ve Resulüne karşı savaşı ve düşmanlığı ilan etmişti, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem Müslümanları boşuna uyarmadı, mirasla ilgili hükümlerini öğrenmeyi onlara emir verirken bu hükümlerinin uygulanmasına özen ve önem vermiş oldu. Böyle bir düşman çıkıp bu ilmi ve uygulamasını ilga edeceğini Rabbinden öğrenmişti. Zira Allah ümmetin başına gelecekleri Resulüne birçok sahih hadiste bildirmiştir. Bu şekilde Müslümanları uyarmış oldu.
Ayette “Allah… tavsiye ediyor” diye buyuruyor. Buradaki tavsiye emrediyor manasındadır. Çünkü cahiliye döneminde ölen kimse istediği kimseye tavsiye edip mirasını ona bırakıyor ve istemediği kimseyi de mirasından mahrum kılıyordu. Ayrıca cahiliye döneminde miras sadece erkeklere tavsiye ediliyordu. Allah(c.c)’nin vahyettiği hak din olan İslam ahkâmıyla bu vakayı kaldırdı. Gösterdiği adaletle dağıtılmasını tavsiye ederek emretti. Batıdaki kâfirler de ise kişi istediği kişiye mirasını bırakıyor ve istemediği kişileri de mirasından mahrum bırakabiliyor ve bu uygulama tamamen cahiliye dönemindeki uygulama gibidir.
Cahiliye döneminde şu üç kısım insan miras alabiliyordu:
- Akrabalar; Miras ata binip düşmanlarla savaşabilen erkek akrabalar arasında dağıtılır, Kadın ve çocuk akrabalar mahrum edilirdi. İslam bu miras çeşidini kaldırdı. Ayetlerde kadınlar ve çocukların mirastan haklarının var olduğunu gösterdi.
- Evlatlık edinilen erkekler; İslam Ahzap suresinde 4. Ve 5. Ayette evlatlık edinmeyi yasakladı. Bu nedenle bu konuda miras söz konusu değildir. Mirasla ilgili ayetler mirasçıların kim olduklarını kesin ifadeyle açıkladı.
- Kan ve sözleşmeyle edinilen kardeşler: bir adam arkadaşıyla sözleşerek şöyle diyordu: kanımız birdir, başına gelen musibet benim musibetimdir, sen bana mirasçı olursun, ben de sana mirasçı olurum. Miras ayetleri bu durumu iptal etti ve bu şekilde kişinin mirasçı olamayacağını bize gösterdi. Hem de İslam bu cahiliye âdetini yasakladı.
İslam eski cahiliyeyi reddedip sildiği gibi yeni cahiliye olan Batıdan gelen kanunları reddediyor ve onları Allah’ın izniyle İslam memleketlerinden de silecektir. Bu ise ancak laik rejimi ve kapitalist sistemi kaldırıp onun yerine İslam’ı bütün hükümlerini uygulayan Raşidi Hilafet devletini kurmakla gerçekleşir.
İslam kız veya kadının nafaka işine katılmasını zorlamaz, hatta kadının hiçbir mali sorumluğu yoktur ve ne tür bir harcama varsa kadının katılması ona farz değildir. İslam kadını evini geçindirmeye mecbur kılmaz, ancak onun kocasına, çocuklarına ve evine bakmayı mecbur kılar. Kadının geliri varsa bile koca kendi karısını ev ihtiyaçlarını temin etmek için harcamaya zorlayamaz. Yine bir baba kendi kızını çalışmaya zorlayamaz ve kız çocuğu kazandığı zaman kazancını eve harcamaya da zorlayamaz. Her hangi mali mükellefiyet olursa olsun kadın bu mali mükellefiyete katılmaya zorlanamaz. Diyetler gibi mali cezalar varsa kadın ödemeye zorlanmaz. Evli ise kocasına mali mesuliyet düşer, babasının yanında yaşıyorsa babası ve erkek kardeşleri mali mükellefiyetleri öder. Kısaca kadın ne kadar zengin olursa olsun kocasına ve çocuklarına harcamaya hiçbir şekilde zorlanmaz. Aynı zamanda babasına ve kardeşlerine de harcamaya zorlanmaz. Gönüllü olarak harcamak istiyorsa harcayabilir. İşte İslam adaleti böyle tecelli eder. Bu durumları düşünerek miras ahkâmını idrak ederiz. Buna göre kız çocuğu erkek kardeşinin yarısını (1/2) alır. Ama erkek kardeşleri yoksa iki kızdan fazla mirasçı varsa mirasın üçte ikisini (2/3) alırlar. Eğer sadece bir kız varsa mirasın yarısını (1/2) alır. Vefat edenin babası ve annesinin her biri altıda birini (1/6) alırlar. Burada erkek olan baba ve kadın olan anne eşit payı aldılar yani her biri 1/6 aldılar.
Eğer çocuğu yoksa ve onun ebeveyni ona varis olursa anne üçte bir (1/3) alır.Baba ise üçte ikisini (2/3) alır. Eğer babası yoksa ama kardeşleri varsa anne altıda bir (1/6) alır kalanı ise kardeşleri arasında paylaşılır.
Eğer bir erkeğin zevceleri (hanımları) vefat ederlerse ve bunların çocukları yoksa bıraktığı mirasın yarısını (1/2) alır. Eğer çocukları varsa koca mirasın dörtte birini (1/4) alır.
Ama koca vefat ederse ve çocukları yoksa onun zevceleri dörtte biri (1/4) alırlar. Eğer çocukları varsa zevceleri sekizde birini (1/8) alır.
Eğer miras bırakan erkek veya bir kadının anne babası ve çoluk çocukları yoksa ama bir erkek veya bir kız kardeşi varsa her birine altıda bir (1/6) pay verilir.
Eğer kardeşleri daha fazla ise üçte bir (1/3) hisseye ortaktırlar. Miras alanlar zarara uğratılmadan paylarını alırlar.
Bu ayetlerle beraber bu surenin son ayeti mirasla ilgilidir, o ayette Allah(c.c) şöyle buyurdu:
يَسۡتَفۡتُوۡنَكَ ؕ قُلِ اللّٰهُ يُفۡتِيۡكُمۡ فِى الۡـكَلٰلَةِ ؕ اِنِ امۡرُؤٌا هَلَكَ لَـيۡسَ لَهٗ وَلَدٌ وَّلَهٗۤ اُخۡتٌ فَلَهَا نِصۡفُ مَا تَرَكَ ۚ وَهُوَ يَرِثُهَاۤ اِنۡ لَّمۡ يَكُنۡ لَّهَا وَلَدٌ ؕ فَاِنۡ كَانَـتَا اثۡنَتَيۡنِ فَلَهُمَا الثُّلُثٰنِ مِمَّا تَرَكَؕ وَاِنۡ كَانُوۡۤا اِخۡوَةً رِّجَالًا وَّنِسَآءً فَلِلذَّكَرِ مِثۡلُ حَظِّ الۡاُنۡثَيَيۡنِ ؕ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَـكُمۡ اَنۡ تَضِلُّوۡا ؕ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَىۡءٍ عَلِيۡمٌ﴿۱۷۶﴾
“ Senden (kelale hakkında) fetva istiyorlar; deki Allah size kelale hakkında fetva (cevap) veriyor. Eğer çocuğu olmayıp bir kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı mirasın yarısı kız kardeşine ait olur. Eğer kız kardeşinin çocuğu olmadığı halde kız kardeşi ölürse, o zaman erkek kardeşi onun tüm bıraktığına sahip olur. Eğer (erkek kardeş vefat ederse) kız kardeşleri iki kızdan fazla olurlarsa, onun (vefat eden erkek kardeşinin) bıraktığı mirasın üçte ikisini paylaşırlar. Eğer onun mirasçıları bir erkek ve kız kardeş ise, erkeğe iki kızın hissesi kadar hisse verilir. Sapmayasınız diye size bunları açıklıyoruz. Allah her şeyi bilendir. (176)
Babalarınız ve çocuklarınızın hangisinin size fayda bakımından daha faydalı olduğunu bilmiyorsunuz. Bu (hükümler), Allah(cc)’tan bir farzdır. Bunun manası şudur; mirasçıların vefat eden kimse için ne kadar faydalı veya ne kadar faydasız olmasına göre miras dağıtılmaz. Ancak bu Allah(cc)’tan mirasçıya verilen bir haktır. Böylece miras vefat edenin vasiyetine (emrine) göre de dağıtılmaz. Ancak İslam vasiyet etmeyi yasaklamadı. İslam vasiyeti sınırlandırdı ve en fazla mirasın üçte birisini vasiyet edebilir. Bu vasiyet hem de mirasçıların dışında olanlara ait olur mirasçılara vasiyet olmaz.
Sözünü ettiğimiz Ayette Allah(cc) bize bunu gösterdi: “Lakin bu miras vefat eden kişinin vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borcunun ödenmesinden sonra dağıtılır.” “Fakat bu miras onların gösterdikleri vasiyetin yerine getirilmesi ve borçları ödendikten sonra dağıtılır” Fakat bu miras sizin gösterdiğiniz vasiyetin yerine getirilmesi ve borcunuz ödendikten sonra dağıtılır. ise vefat edenin vasiyetinden ve borçlarının ödenmesinden sonra”
Zira vefat edenin mirasından şöyle davranılır:
- Önce vefat edenin kefen, defin ve sair cenaze işlemlerinin masrafları mirastan kesilir.
- Ondan sonra kefaret ve adak gibi Allah(cc)’a olan mal borcu mirastan kesilip yerlerine getirilir. Eğer ortada 60 miskine yedirmek gibi oruç kefareti varsa veya 10 miskine yedirmek veya giydirmek veyahut bir kölenin azad edilmesi gibi yemin keffareti varsa yerine getirilir. Eğer hacca gitmemişse ve bunun için para ayırırsa onun yerine hac yapacak kimseye verilir. Daha önceki senelerde zekâtı vermemişse o zekât onun malından çıkartılır ve sahiplerine verilir.
- Diğer insanlara borcu varsa mirastan kesilir ve onlara verilir.
- Vasiyeti varsa yerine getirilir. Saad bin ebi Vakas(r.a) tüm malını vasiyet etmek isteyince Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ona hayır dedi. O yine yarısını vasiyet etmek istedi, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ona hayır dedi. Üçte birisini vasiyet etmek istedi Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ona üçte birine evet ve bu çoktur dedi. (Buhari ve Müslim). Ayrıca Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem dediği gibi “mirasçıya vasiyet edilmez.” (Ebu Davut, İbni Maceh ve Tirmizi)
- Mirastan kalan ise yukarıdaki ayetlere göre mirasçılara pay edilir.
“Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir ve hikmet sahibidir.” “Bu size Allah tarafından bir uyarıdır. Allah hakkıyla bilen ve hikmet sahibidir.”
Allah(c.c) bu hükümleri indirirken ne için indirdiğini biliyor ve bu meselenin nasıl olması gerektiğini de biliyor. O insanları yarattı ve bu şekilde miras dağıtılır. Bunu inkâr eden kimse Allah(cc)’ın ayetlerini inkâr eden kimse gibidir yani Müslüman değildir. Mirasla ilgili Allah(cc)’ın hükümlerini kim inkâr ederse kâfir olur. Eğer laik devletlerin kanunlarını Allah(cc)’ın kanunlarının üstünde görürse yine Müslüman sayılmaz. Eğer Allah(cc)’ın kanunlarına inanıyorsa ve bunların bütün kanunlardan daha üstün olduğunu görüyorsa ama laik devletlerin küfür kanunlarına da onlara inanmadan itaat ediyorsa fasık sayılır ve küfür kanunlarına göre mirastan aldığı miktar onun hakkı sayılmaz, zulüm olarak sayılır ve batıl yolla elde ettiği mal sayılır.
Ayrıca mirasla ilgili bir kısım açıklamalar ve detaylar Sünnette, hadis-i şerifte geçmektedir. Bunların hepsi Allah(cc)’tan bir vahydir. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem heva ve hevesinden konuşmaz, O’nun konuştuğu ancak vahiydir, kendisine vahyedileni konuşur. (Necm 3-4)
Bu detaylar şöyledir:
- Vasiyette gördüğümüz gibi, ayeti kerimede ne kadar vasiyet edilebilir diye bize gösterilmedi. Ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bunu açıkladı ve en fazla 3/1 vasiyet edilebilir.
- Mirasçıya vasiyet edilmez. Yukarıda gösterdiğimiz hadis-i şerifte geçmektedir.
- Yine Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem “kâfir olan birisi Müslümana ve Müslüman olan birisi de kâfire varis olamaz” dedi.(Buhari) Eğer bir kişi Müslüman olursa onun Müslüman olmayan akrabaları ona varis olamazlar. Yine bir kişi kâfir ise onun Müslüman olan akrabaları ona varis olamazlar.
- Eğer bir kişi mirasçılardan birisini kasıtlı olarak öldürürse mirastan bir şey alamaz. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “ Katilden mirasçı olmaz.” ( Ebu Davut İbni Hanbel, İbni Mace)
- Eğer bir kimsenin mirasçısı yoksa miras İslam Hilafet Devletinde Beytülmale gider. Yine bütün mirası alabilen oğullar yoksa ikinci derece mirasçı varsa bunlara hakları verilir ve mirastan kalan kısım İslam Hilafet Devletindeki Beytülmale gider. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Mirasçısı olmayan kimsenin mirasçısı benim. Onun sorununu çözerim ve malına varis olurum.”(Ebu Davut) Resullah Sallallahu Aleyhi Vesellem burada İslam devletini kast etti. Çünkü İslam Devletinin Başkanı idi. Müslümanların sorunlarını çözüyordu ve ihtiyaçlarını gideriyordu. Ama mirasçısı olmayınca onu alıp Beytülmale koyuyordu ve diğer Müslümanların sorunlarını da bu malla çözüyordu. Nitekim Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Müminleri kendi kendilerine merhamet ve şefkat açısından ben kendilerine daha şefkatliyim ve merhametliyim, kim kendi üzerine ödeyemeden bir borç bırakarak ölürse ben onu öderim. Kim de bir mal bırakırsa, o mal mirasçısına ait olur.” Şöyle de buyurdu: “Kim bir mal bırakırsa mirasçısına ait olur ve kim de bir muhtaç bir kimseyi bırakırsa, o bize getirilsin.”(Buhari)
Böylece İslam Hilafet devleti herkesle ilgilenir ve herkese yardım eder. Bir malı geliştirmek için bütün imkânları hazırlar. Zira İslam Devleti tebaası için vardır ve tebaasının işlerini güzel şekilde yürütür. Memleketin servetlerini onlara dağıtır, herkes ona imkân tanır. Tebaasına bir babanın çocuklarına gösterdiği merhametten daha merhametlidir.
Mirasçıların durumu ve mirasın nasıl taksim edilmesini gerektiğini özetle açıklayalım:
- Mirasçı baba ise; bunun çocuğu vefat edince, eğer bu çocuğun erkek veya kız çocukları varsa, baba “Farz” olarak vefat eden çocuğunun malından miras olarak 1/6 alır. Ama vefat eden çocuğunun erkek çocuğu yoksa sadece kız çocukları varsa, “Farz” olarak vefat eden çocuğunun malından miras olarak 1/6 alır ve kızlar mirastan haklarını aldıktan sonra kalan kısmı baba “Ta’sıp” olarak alır. Zira vefat eden oğlunun tek bir kızı varsa mirasın yarısını (1/2) alır. Zevcesi (hanımı) varsa 1/8 alır, annesi varsa 1/6 alır. Baba kalan kısımları alır. Eğer oğlunun çocukları hiç yoksa baba “Farz” olarak sahiplerinden hiçbir kimse yoksa oğlunun bütün malına varis olur. Eğer baba daha önce vefat etmişse babanın babası (büyük baba) baba yerine geçer ve yukarıdaki şekilde mirastan hak alır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Farz sahipleri arasında malı (mirası) Allah(cc)’ın kitabında geçenlere göre taksim edin. Farzlar sahipleri kalmayınca evla olan erkek adama vermektir.”(Müslim)
- Mirasçı anne ise; kendi çocuğu vefat edince ve bu çocuğun çocukları varsa anne onun malından 1/6 alır. Eğer vefat eden çocuk kız ise ve bu kızın hiç çocukları yoksa sadece kocası varsa anne 1/3 alır ve koca ½ alır. Eğer kızın babası ve kocası varsa koca ½ alır ve kalan kısmın 2/3’i baba alır ve 1/3’i anne alır. Eğer vefat eden oğlu ise ve oğlunun hiç çocuğu yoksa fakat onun zevcesi ve babası da varsa; zevcesi ¼ alır ve kalan kısmın 2/3’ü baba alır ve 1/3’ü anne alır. Bu durumda ölenin annesi yoksa fakat büyük annesi (baba tarafından veya anne tarafından olsun) varsa anne yerine geçer. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “eğer anne yoksa büyük anneye 1/6 altıda bir yedir(ver).”(Nesai ve Beyhaki)
- Mirasçı ölenin eşi (zevc=koca: erkek eş, zevce=hanım: kadın eş) ise; zevcin karısı vefat ederse ve çocukları yoksa zevc onun mirasından ½ alır. Eğer zevcenin çocukları varsa zevc ¼ alır.
Zevce’ye gelince kocası vefat ederse ve çocukları yoksa ¼ alır. Eğer çocukları varsa 1/8 alır.
- Mirasçı ölenin çocukları ise; erkek çocuk kız kardeşinin iki katı alır. Eğer ölenin tek kızı varsa ½ yani bütün mirasın yarısını alır. Eğer iki kızdan fazla varsa ve hiç erkek çocuk yoksa kızlar 2/3 de ortaktırlar. Eğer ölenin tek kızı varsa, ama bu kızın vefat eden bir erkek kardeşi var ve bu vefat eden erkek kardeşinin bir kızı (yeğen kız) varsa bu yeğen kız 1/6 alır ve ölenin kızı ½ alır. Böylece bu iki kız 2/3 almış olurlar.
- Eğer ölenin sadece erkek çocukları varsa ve hiç zevcesi veya babası veya büyük babası yoksa “ta’sıb” olarak bütün mirası alırlar. Eğer bunlardan birisi varsa; zevce, baba veya büyük baba varsa, bunlara hakları verildikten sonra her erkek çocuk eşitçe “farz” olan hissesini alır.
- Mirasçı ölenin kardeşleri ise; eğer yukarıdaki mirasçıları yoksa yalnız bir kız kardeşi varsa malın ½ ‘i alır. Kalan kısım Hilafet devletindeki Beytül Mal’a gider. Eğer iki kız kardeşinden fazla varsa 2/3’inde ortak olurlar. Kalan kısım Hilafet devletindeki Beytul Mal’a gider. Eğer erkek ve kız kardeşi varsa; erkek kardeş kız kardeşinin iki katı alır.
Mirasla ilgili misaller:
- Bir adam vefat etti, fakat çocuğu yoktur. Zevcesi, dört erkek kardeşi ve bir kız kardeşi vardır bu durumda miras taksimi nasıl olur?
Zevcesi: ¼ ünü alır, kalan kısmı ise kardeşler arasında paylaşılır, ama kız kardeş erkek kardeşinin yarısı alır.
- Bir adam vefat etti. Zevcesi, iki erkek oğlu, iki kızı, iki erkek kardeş ve iki kız kardeşi var bu durumda miras taksimi nasıl olur?
Zevcesi 1/8 ini alır, erkek oğul kızın iki katını alır. Erkek kardeşleri ve kız kardeşleri (bu çocukların amcaları olurlar) bir şey almazlar. Çünkü vefat edenin çocukları varsa erkek kardeşleri veya kız kardeşleri mirastan bir şey alamazlar.
- Bir adam vefat etti ve annesi, bir oğlu ve üç kızı varsa bu durumda miras taksimi nasıl olur?
Annesi 1/6 sını alır. Bir oğul bir kızın iki katı alır. Sanki 6 hisse vardır ve şöyle taksim edilir. Anne 1/6, oğul 2/6, her kız 1/6 alır.
- Bir adam vefat etti. Bir kızı ve birde vefat eden oğlu var. Vefat eden oğlunun 5 çocuğu var ve bunların içerisinden başka bir vefat eden oğul var ve bu vefat eden oğlunun da 3 tane çocuğu var bu durumda miras nasıl taksim edilecektir?
Oğlunun oğulları oğul gibidir yani 8 oğlu ve 1 kızı var demektir. Böylece bir kız erkek çocuğun yarısını alır.
Miras malın elde edilmesinin meşru (yasal) bir sebebidir. Ayrıca malın insanların arasında dağılmasının da bir yoludur. Zira İslam’daki iktisat siyaseti malların insanların arasında dağılması üzerinde kuruludur. Nitekim Allah(c.c) şöyle buyurdu:
كَىۡ لَا يَكُوۡنَ دُوۡلَةًۢ بَيۡنَ الۡاَغۡنِيَآءِ مِنۡكُمۡؕ
“Mal yalnız sizden olan zenginler arasında dolaşmasın.”(Haşr 7)
Ama laik kapitalist demokratik sistemde, yani kâfir sisteminde, iktisat siyaseti ise, zenginlerin ellerinde malın çoğalması ve dolaşması üzerine kurulu bir sitemdir. Onlar büyük projeler yapacaklar ve işçiler çalıştıracaklar, daha doğrusu bu insanları ezeceklerdir. Diğer insanların sadece asgari ihtiyaçları temin edilmeye çalışılır. İşçi ve memurlar sadece asgari ücret alırlar. Oysa İslam da ise, işçilerden ve memurlardan hiçbir kesinti yapılmadan sundukları menfaatlerinin karşılığını tam alırlar. Eğer büyük projeleri fertler ortakça yapamazlarsa İslam Hilafet Devleti bu büyük projeleri yapar. İşte müminler insanları mutlu edecek ve huzur içerisinde yaşayacakları bu devleti kurmak için çalışmalılar, böylece Allah(cc) onlardan razı olsun.