Soru: 1;

Esselamu aleyküm kıymetli hocam. Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bazı kimseler sahabe kiramların farklı beldelerde, farklı günlerde oruca başlayıp bayram yaptığını söyleyip, bunun caiz olduğunu, dolaysı ile bizlerin de bugün hangi belde de hilal görülürse sadece o beldedeki Müslümanların oruç tutması veya bayram yapmasını diğer hilal görülmeyen beldelerdeki Müslümanların ise Ay’ı otuza tamamlayıp oruç ve bayram yapmasını teşvik ediyorlar. Onlar buna delil olarak Müslim’de geçen şu hadisi zikrediyorlar:

حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى، وَيَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ، وَقُتَيْبَةُ، وَابْنُ حُجْرٍ، قَالَ يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، – وَهُوَابْنُ جَعْفَرٍ – عَنْ مُحَمَّدٍ، – وَهُوَابْنُ أَبِي حَرْمَلَةَ – عَنْ كُرَيْبٍ، أَنَّ أُمَّ الْفَضْلِ بِنْتَ الْحَارِثِ، بَعَثَتْهُ إِلَى مُعَاوِيَةَ بِالشَّامِ قَالَ فَقَدِمْتُ الشَّامَ فَقَضَيْتُ حَاجَتَهَا وَاسْتُهِلَّ عَلَىَّ رَمَضَانُ وَأَنَا بِالشَّامِ فَرَأَيْتُ الْهِلاَلَ لَيْلَةَ الْجُمُعَةِ ثُمَّ قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ فِي آخِرِالشَّهْرِ فَسَأَلَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ – رضى الله عنهما – ثُمَّ ذَكَرَ الْهِلاَلَ فَقَالَ مَتَى رَأَيْتُمُ الْهِلاَلَ فَقُلْتُ رَأَيْنَاهُ لَيْلَةَ الْجُمُعَةِ ‏.‏ فَقَالَ أَنْتَ رَأَيْتَهُ فَقُلْتُ نَعَمْ وَرَآهُ النَّاسُ وَصَامُوا وَصَامَ مُعَاوِيَةُ ‏.‏ فَقَالَ لَكِنَّا رَأَيْنَاهُ لَيْلَةَ السَّبْتِ فَلاَ نَزَالُ نَصُومُ حَتَّى نُكْمِلَ ثَلاَثِينَ أَوْ نَرَاهُ ‏.‏ فَقُلْتُ أَوَلاَتَكْتَفِي بِرُؤْيَةِ مُعَاوِيَةَ وَصِيَامِهِ فَقَالَ لاَ هَكَذَا أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏.‏ وَشَكَّ يَحْيَى بْنُ يَحْيَى فِي نَكْتَفِي أَوْ تَكْتَفِي ‏.‏(Türkçesi aşağıdaki  5. Hadistir.)

Bu gerçekten Sahihul Müslim de var olan sahih bir hadis midir?

Eğer öyle ise sizin Bu konudaki görüşünüz nedir?

Soru: 2;

 Esselamu aleykum hocam.

Bir sorum olacaktı bazıları şu delilleri ve görüşleri getirerek görülen hilalin görülen beldeyi ilgilendirdiğini savunuyorlar bu konunun aslı nedir Allah razı olsun.

  • Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
    RasulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
    “Ramazan hilalini gördüğünüz vakit oruca başlayın! Şevval hilalini gördüğünüz vakit de iftar edip bayram edin! Eğer size hava bulutlu olup kapalı kalırsa, Ramazan hilalini otuza takdir edin!”
    Buhari 4/1773, Müslim 1080/8, Nesei 2119, İbniMace 1654, İbniHibban 3441, İbniHuzeyme 1905, Darekutni 2/161, Begavi 1713, Beyhaki 3/204, Tayalisi 1810, Ahmed bin HanbelMüsned 2/145, Albânîİrvau’l-Ğalil Fi TahriciEhadisiMenari’s-Sebil 4/10

  •  Ebu Hureyre şöyle dedi:
    Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
    “Hilali gördüğünüz vakit, oruç tutunuz; hilali gördüğünüz vakit, iftar ediniz! Eğer hilal, hava kapalılığı sebebiyle gizlenirse, Şaban ayının sayısını otuza ikmal ediniz!”
    Buhari 1779, Müslim 1081/19, Nesei 2118, Darimi 2/3, Darekutni 2/160, Beyhaki 4/205, 206, Tayalisi 3481, Tabarani 1/60, İbnu’l-Carud 376, Ahmed bin HanbelMüsned 2/415, 430, Albânîİrvau’l-Ğalil Fi TahriciEhadisiMenari’s-Sebil 902

  •  Hüseyin bin el-Haris el-Cedelî şöyle dedi:
    Abdurrahman bin Zeyd bin el-Hattab şek olunan günde bir hutbe irat etti ve şöyle dedi:
    Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“…İki Müslüman Ramazan hilalini gördüklerine şahitlik ederlerse oruç tutun ve onların şahitlikleriyle bayram yapın!”
Ahmed bin Hanbel Müsned 18917, Nesei 2115, Darekutni 2/167/3, Albânîİrvau’l-Ğalil Fi TahriciEhadisiMenari’s-Sebil 909


(4)

 Enes bin Malik şöyle dedi:
“Amcalarım, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yanında Şevval hilalini gördüklerine şahitlik ettiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’de onlara yarın bayram olduğunu ve bayram için musallaya çıkmalarını emretti.”
İbni Ebi Şeybe 2/481/1, Ebu Davud 1157, Nesei 1557, İbni Mace 1653, İbni Hibban 3456, İbnu’l-Carud 226, Darekutni 2/170/14, Abdurrezzak 7339, Ahmed bin HanbelMüsned 5/58, Albânîİrvau’l-Ğalil Fi TahriciEhadisiMenari’s-Sebil 634


(5)

Kureyb Ümmü’l-Fadl’ın kendisini Şam’a Muaviye’nin yanına gönderdiğini zikrederek şöyle dedi:
“Nihayet Şam’a geldim ve Ümmü’l-Fadl’ın hacetini yerine getirdim. Ben Şam’da bulunduğum günlerde, Ramazan hilali göründü; ben de hilali Cuma gecesi gördüm. Sonra ben Ramazan’ın sonunda Medine’ye geldim. Abdullah ibni Abbas bana bazı şeyler sordu. Hilali de zikredip, hilali ne zaman gördünüz dedi.
Ben:
−Cuma gecesi gördüm dedim. Abdullah ibni Abbas:
−Bizzat sen hilali gördün mü? dedi.
Ben:
−Evet, gördüm halk da hilali gördü ve oruç tuttu. Muaviye’de oruç tuttu dedim. Abdullah ibni Abbas bana:
−Fakat biz hilali Cumartesi gecesi gördük;
(Ramazan’ı) otuza tamamlamak için oruç tutmaya devam ediyoruz veya hilali görüp öyle bayram edeceğiz dedi.
Ben:
−Muaviye’nin hilali görmesi ve oruç tutmasıyla yetinmiyor musun? dedim. Abdullah ibni Abbas:
−Hayır, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize böyle emretti dedi.”

Müslim 1087, Ebu Davud 2332, Nesei 2110, Tirmizi 693, Ahmed bin HanbelMüsned 2790, Albânîİrvau’l-Ğalil Fi TahriciEhadisiMenari’s-Sebil 4/7


İmam Tirmizi şöyle demektedir:
“Âlimlerin ameli bu hadise göredir. Hadisin zahirine göre herhangi bir memlekette hilal görülürse, bu sadece o memleket ahalisini bağlar. Başka bölgelerde yaşayanlar, kendileri hilali görmedikçe oruca başlamazlar veya bayram yapmazlar.”
İmam Nevevi şöyle demiştir:
“Âlimlerimize göre sahih olan kavil şudur ki; Hilalin bir yerde görülmesi bütün insanlara teşmil edilemez.”
Bazı âlimlerde şöyle demiştir:
“Eğer iki memleketin iklimi birse, hilalin bir yerde görülmesi yeterlidir. İklimleri farklı ise herkes kendi hilalini takip eder.”

Cevap:  

Aleykum esselam ve Rahmetullahi ve Berekatuh

Sizin gösterdiğiniz 1. Ve 2. Hadis:

«صُومُوا لِرُؤْيَتِهِ وَأَفْطِرُوا لِرُؤْيَتِهِ، فَإِنْ غُمِّيَ عَلَيْكُمْ فَأَكْمِلُوا الْعَدَدَ»

(Ramazan) hilalini gördüğünüz vakit oruca başlayın! (Şevval) hilalini gördüğünüz vakit de iftar edip bayram edin! Eğer size hava bulutlu olup kapalı kalırsa, (Ramazan) hilalini otuza takdir edin!”

“Hilali gördüğünüz vakit, oruç tutunuz; hilali gördüğünüz vakit, iftar ediniz! Eğer hilal, hava kapalılığı sebebiyle gizlenirse, Şaban ayının sayısını otuza ikmal ediniz!”

Bu iki hadiste Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yerde hilalin görülmesinin bütün Müslümanlara geçerli olduğunu açıkça beyan etmiştir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emri bütün Müslümanlara yöneliktir; “oruca başlayın” ve “ bayram edin” şeklinde. Hiç bir zaman Müslümanları bulundukları yerlere ve memleketlere göre bölmedi. Kendisi dünyadaki bütün Müslümanların nebisi ve reisi olarak hitap etmiştir. Her memlekete göre ayrı bir oruç ve ayrı bir bayram olduğuna ilişkin ufak bir işareti bile yoktur.

Gösterdiğiniz 3.Ve 4. Hadis:


” صوموا لرؤيته وافطروا لرؤيته وانسكوا له، فإن غم عليكم فأكملوا العدة ثلاثين، فإن شهد شاهدان فصوموا وافطروا”

“Hilali gördüğünüz vakit, oruç tutunuz; hilali gördüğünüz vakit, iftar ediniz! Hilale göre de nüsuk edin (Hac farzı yapıp kurban kesin). Eğer hilal, hava kapalılığı sebebiyle gizlenirse, ayının sayısını otuza ikmal ediniz! İki Müslüman hilali gördüklerine şahitlik ederlerse oruç tutun ve onların şahitlikleriyle bozun (bayram yapın)               

 Enes bin Malik şöyle dedi:
“Amcalarım, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yanında Şevval hilalini gördüklerine şahitlik ettiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’de onlara yarın bayram olduğunu ve bayram için musallaya (namaz yerine) çıkmalarını emretti.”

 Nesai’de geçen sahih bir rivayette Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir Müslümanın şahitliğini de kabul etmiştir. Ebu Davut’ta sahih bir rivayette geçtiği gibi İbni Ömer kendisinin hilali gördüğünü haber edince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bütün Müslümanların oruç tutmalarına emir verdiğini söyledi.


 Bu hadislerde Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hilali görme meselesinin ehemmiyetini ve farziyetini vurgularken görme hususunda bir veya iki udul (güvenilir) Müslüman şahidin şahitliğinin yeterli olup bütün Müslümanlar için geçerli olduğunu açıkça belirtmiştir.

Dünya ve ahiretle ilgili Müslümanların bütün işlerini yürüten Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu şekilde Müslümanların birliğini vurgulamıştır. Nerede olurlarsa olsunlar, dünyadaki bütün Müslümanların tek bir günde oruç tutmaları ve bozmaları, bayram yapmaları farzdır.

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslümanlarla beraber oruç tuttuktan sonra başka yerde hilalin görüldüğünü akşamdan önce öğrenince hemen bozdu. Hem de akşama az vakit vardı:

 İbni Hanbel müsnedinde Ensar’lardan geçen sahih rivayete göre “Şevval hilali bize görülmeyince oruçlu olarak sabahladık. Gündüzün sonuna doğru bineklere binen bir takım kişiler geldi, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem karşısında hilali gördüklerine şahitlik yaptılar. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslümanların oruçlarını bozmalarına ve ertesi gün bayram yapmalarına (bayram namazı kılmaya) emir verdi”.

Bu rivayette bir Müslüman nerede olursa olsun hilali görüp Müslümanlara bildirince onun görmesinin bütün Müslümanları bağladığını göstererek farz kılmaktadır.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bütün hadislerine baktığımız zaman bir Müslümanın hilali görmesinin bütün Müslümanları bağladığı açıkça anlaşılmaktadır. Onun hadislerini bırakıp hiç bir sahabenin görüşüne asla gidilemez. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisleri vahiydir, bir sahabenin görüşü ya doğru ya yanlış içtihat sayılır. Kuran ve Sahih hadislere arz edilecektir, bunlara uygun ise alınır, yoksa reddedilir.  

İbni Abbas’ın görüşüyle ilgili rivayet ise; dediğimiz gibi İbni Abbas Müslümanlar için bir delil değildir, bir müçtehittir, yanılabilir. Sadece Kuran, Resulullah (sünnet), İcma-i sahabe ve Şeri kıyas delildir. Tek bir sahabe ve bir kaç sahabe’nin görüşü bağlayıcı değildir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den aktarılan sahih rivayetleri terk edip İbni Abbas’ın görüşüne gidilir mi?! Hayır, asla kesinlikle gidilmez.  

Bütün sahabeler bir konu üzerinde icma ederlerse sünnetten bir parça sayılır. Zira onlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ‘den bunu öğrenmiş olmalı, fakat bir rivayet şeklinde aktarmadılar, kendileri için bilinen bir şey olduğundan dolayı hepsi kabul ettiler, bir rivayetle aktarmaya gerek duymadılar.  

İkinci Raşidi Halife Ömer r.a bir kâfir tarafından bıçaklanınca Müslümanlar kendisinden sonra bir Halife göstermesini isteyince 6 aday gösterdi; 3 gün içerisinde bunların birisinin seçilip biat edilmesini talep etti, anlaşmak istemeyen adayın kellesinin vurulmasını da talep etti. Buna hiç bir sahabe itiraz etmedi. Oysa Ömer’in talebi pek ağırdır, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den bununla ilgili bir şey duymamış olsalardı ona itiraz edeceklerdi. Nitekim birçok defa ona itiraz edildi, kendi içtihadı olduğunu göstererek onları ikna etmeye çalışırdı, Irak fethedilince toprağının ahalisinin elinde kalmasına bir kaç sahabe itiraz edince Ömer’le tartıştılar. Ama Ömer Şeri delilere binaen nasıl içtihat ettiğini gösterince içtihadına kanaat getirdiler ve kabul ettiler.

Eğer kendi içtihadını hatalı görürse vazgeçerdi. Misal olarak evlenecek kadınların mihirlerinin 400 dirhemle sınırlandırılmasını isteyince bir kadın bu konuyla ilgili bir ayeti hatırlatarak itiraz edince, Halife Ömer kadının doğru söylediğini ve kendisinin yanlış içtihat yaptığını itiraf ederek fikrinden vazgeçti.

İşte yukarıda geçen İbni Abbas’ın görüşü tartışılmalıdır! Hangi delile binaen içtihat yaptı? Hiç gösterilmedi. Nitekim şeri delillere baktığımız zaman onun görüşü hiç isabetli değildir. Ona dayanan görüşler de isabetli değildir. Çünkü orada bütün Müslümanların tek bir günde oruç tutmaları ve bozmalarının farz olduğuna dair Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem den gelen sahih hadisler vardır. Nasıl onlara göz yumup bir sahabenin görüşüne uyulur?!

Ayrıca, İslam memleketlerinde bulunan rejimlerin tümü gayri İslamidir, onlara itibar edilmez, komşu oldukları halde onlarda siyasi olarak hilalin görülüp görülmediğinin ilanı farklı olmaktadır. Her devletin belli diyanet başkanlığı veya müftülüğü vardır, İslam’a dayalı olmayan ve şeriata aykırı hareket eden bu rejimlerin emrine göre hilalin görülüp görülmediğini açıklamaktalar. Türkiye’deki laik rejime bağlı Diyanet Başkanlığı bir seneden önce belirlediği hesaba göre ilan etmektedir. Hepsi batıldır, Müslümanların bu rejimlerin ilanlarına göre oruç tutmaları caiz değildir. Nerede olursa olsun, hilali gören bir udul Müslümanın şahitliği kabul edilir, ona göre oruç tutulur ve bayram edilir.    

İşte bir udul Müslümanın hilali görmesi bütün Müslümanları bağlar. Bununla amel etmeliyiz ve Allah’ın izniyle bütün Müslümanları temsil edecek Hilafet devleti kurulunca bununla amel edecektir.   

Esad Mansur