Soru Cevap

Soru:

Hadis-i şerifte peygamber Aleyhi’s Selam buyuruyor ki: “Boynunda biat halkası olmadan ölen kişi cahiliyye hükmü üzerinden ölmüş olur.”

Dava taşıyıcıları bu farziyetten sorumlu olurlar mı?

Cevap:

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً]

“Boynunda (halifeye) biat halkası olmadan ölen kişi cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”[Müslim]

Bu hadiste, Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem her zaman Müslümanların başında bir halifenin var olmasının çok gerekli ve farz olduğunu bildirmektedir. Bunun karinesi ise “cahiliye ölümüyle ölmüş olur.” sözüdür.

Biat edilen bir halife olmadığı zaman, Müslüman o kadar günahkârdır ki sanki cahiliye, küfür üzerine ölmüş olur. Bu mübalağa ifadesidir, günahın büyüklüğünü göstermektedir. Hilâfet Devleti’nin olmasını ve başında bir halifenin varlığının farz olduğunu pekiştirmektedir. 

Müslümanın biat etmemesini kötülemedi, boynunda bir biatin bulunmamasını kötüledi. Çünkü herkesin biat etmesi farz değildir. Bu ifade biat edilmiş bir halifenin varlığını gerektirmektedir. Zira bir kısım Müslümanlar halifeye biat ederlerse diğerlerinden bu farz sakıt olur, düşer. Bu farz-ı kifayedir. Nitekim Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yönetici olunca herkes ona biat vermedi, herkesten de istemedi. Fakat inikat biatı aldıktan sonra itaat biati edenleri övdü. Mümtehine Suresi 12. ayette Allah CelleCelâlehu itaat biatini veren kadınları övdü. Farz kılmadı, çünkü ayette “Ey Nebi! Eğer mümin kadınlar sana biat etmek için gelirlerse… Onların biatini kabul et… Onlar için Allah’tan mağfiret dile.” ifadesinde “eğer biat etmek için gelirse” şeklinde geçti, bunun manası, eğer gelirlerse biati kabul et, gelmezlerse bir şey yoktur, gelirlerse onlar için Allahtan mağfiret dile. Bu şekilde Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in duasını kazanmış olurlar. Bu ifade biat edenlerin sevap kazandıklarını gösterir, Allah’ın mağfiretini kazanmış olur. Sadece Resululullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem döneminde değil, her asırda halifeye biat edenler sevap kazanırlar.  

Ayrıca, herkes Ebu Bekir, Ömer, Osman veyahut Ali’ye, bu Râşid Halifelere biat vermedi ve onlardan da biat istenmedi. Sadece isyan edebilecek kimseler biata zorlanır. Bu ise icma-ı sahabedir, şer’î delildir.

Böylece ehl-i hal ve akd farz olan inikat biatini verdikten sonra diğer Müslümanların itaat biati vermesi sünnettir. Ümmetin temsilcileri olan ehl-i hal ve akd Allah’ın kitabı ve Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetini uygulamak üzere seçilen kişiye biat ederlerse herkesin boynunda biat halkası bulunmuş olur, diğerleri itaat biati vermeseler günahkâr olmazlar, biat edenler sevap kazanırlar.

Günümüzde biat edilecek halife yoktur, bu hadise binaen ve birçok ayet ve hadise binaen, İslâm’ı içeride uygulamak ve dünyaya taşımak üzere biat edilecek bir halifeyi icat etmeye çalışmak farzdır. Çalışmayanlar günahkâr olur, çalışanlar ise günahtan kurtulur, hem de büyük sevap elde ederler, Al-i İmran Suresi 104. ayette geçtiği gibi onlar felaha kavuşanlardır, Allah’ın izniyle cennetliklerdir.

Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek farzdır, bu farzı yerine getirmek için çalışmak farz olur. “Bir farzı yerine getirmek için ne gerekli ise farz olur.” Şer’î kaidesi mucibinde; Hilâfet Devletini kurmak için çalışmak farzdır. Ayrıca münkeri kaldırmak için çalışmak da farzdır, en büyük münker küfür sisteminin bulunması ve kanunlarının uygulanmasıdır. Bütün pisliklere müsaade eden büyük münker olan laik, demokratik, cumhuriyet sistemi kaldırıldığı, yerine Hilâfet kurulduğu zaman toplum temiz olur, bütün pislik ve kötü işlerden temizlenir, böylece insanlar da rahat ve huzurlu olur. 

Dünyaya İslâm davetini götürmek ve yaymak için çalışmak büyük farzdır. Hilâfet Devleti olmayınca bu farz yerine getirilemez.

Müslümanlar her tarafta eziliyor, birçok yerde ırzları, dinleri, malları ve canları kâfirler tarafından saldırıya maruz kalıyor, onlara yardım etmek ve onları kurtarmaya çalışmak farzdır, Müslümanlar topraklarından kovuluyor, işgalci güçleri defedip topraklarını kurtarmak farzdır. Bunu ancak Hilâfet Devleti yapar. İşte bunun için çalışmak farzdır, çalışmayanlar günah işler, çalışanlar günahtan kurtulur, büyük sevap elde eder, Allah’ın izniyle cennetlik olurlar.

Ama ölüme kadar bu çalışmayı sürdürmek gerekir, eğer bir kişi çalışmayı bırakırsa ve ölürse cahiliye ölümüyle ölür. Namaz gibi, eğer bir kişi namazı bırakırsa ve ölürse büyük günah sahibi olur, cehenneme girer. Bütün farzlar böyledir.

Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

[وَاعۡبُدۡ رَبَّكَ حَتّٰى يَاۡتِيَكَ الۡيَـقِيۡنُ‏]

“Yakin (ölüm) sana gelinceye kadar Rabbine kulluk et.”[HicrSuresi 99]

Ayrıca Allahu Teâlâ ölüme kadar sebat eden dava adamalarını direk övdü, şöyle buyurdu:

[مِنَ الۡمُؤۡمِنِيۡنَ رِجَالٌ صَدَقُوۡا مَا عَاهَدُوا اللّٰهَ عَلَيۡهِ‌ۚ فَمِنۡهُمۡ مَّنۡ قَضٰى نَحۡبَهٗ وَمِنۡهُمۡ مَّنۡ يَّنۡتَظِرُ‌ۖ  وَمَا بَدَّلُوۡا تَبۡدِيۡلًا ۙ‏]

“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar, onlardan bir kısmı vefat etti, bir kısmı ölümü bekliyor ama hiçbir şekilde sözlerinde bir değiştirme yapmadılar.” [AhzapSuresi 23]

 Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’le beraber cihat etmek ve davayı yüklenmek için verdikleri söz, yemin ve taahhüdü bozmadılar. Bu son asırda İslâm hâkimiyetini ve Hilâfet’i kurmak için bir hizbe mensup olanlar ölüme kadar davayı taşımak üzere Allah karşısında verdikleri söze sadık kalırlarsa Allah’a ettikleri yemini bozmazlarsa, sözlerini değiştirmezlerse Allah’ın izniyle cennetlik olurlar.

Bu erkeklere has değildir, kadınları da kapsar, cihat eden ve davayı taşıyan daha çok erkekler olduğundan dolayı ayette “adamlar” kelimesi geçti. Nitekim Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’le birlikte davayı taşıyan ve cihat eden mümin kadınlar vardı. Bu nedenle bu ayet onları da kapsıyor. Yukarıda gösterdiğimiz gibi halifeye itaat biati vermenin onlara farz olmamasına rağmen gelip biat ettikleri için övüldü ve Allah’ın mağfiretini elde ettiler. Fakat Hilâfet Devleti olmayınca erkekler gibi bir hizb içinde onu kurmaya çalışmaları da farzdır. Ölüme kadar bu çalışmayı sürdürürlerse Allah’ın izniyle cennetlik olurlar.  

Esad Mansur