Kısa Hak Sözü

Yahudi varlığı 7/10/2023’den beri Gazze’yi bombalıyor, 70 binden fazla çok katlı yüksek binayı yıktı, 10 binlerce Müslümanı katletti, yaraladı ve sakat bıraktı, bir milyondan fazla Müslümanı evlerinden çıkarttı. Hastaneleri bombalayacağı tehditlerinden sonra 18.10.2023’de bilfiil bombalamaya başladı ve Şifa adlı hastaneyi bombalayınca 500 kişiden fazla insanı öldürdü. 

Türkiye’den Fas’a kadar rejimler ve yöneticilerinin tutumu kınamaktan başka değildir. Gazze halkına yardım etmek için bir asker dahi göndermiyor. Sadece yemek, elbise ve tıbbi malzeme toplayıp göndermeye çalışıyorlar. Mısır tarafından sınırda Gazze’ye sokmak için Yahudilerden izin bekliyorlar! Müslümanların en önemli ihtiyacı ise askeri yardımdır, orduların hareketidir. Bu yardımı hiç sağlamıyorlar.

Bu rejimler ve yöneticiler ümmeti temsil etmediklerini bir daha ispatladılar. Oysa ümmeti temsil eden onun fikrine dayanır ve onun isteğini yerine getirir. Zira ümmete hizmet etmek, topraklarını ve insanlarını korumak için sistem kurulur ve yönetici seçilir. Ümmet her tarafta kaynıyor, kızıyor, cihada davet ediyor, Mescid-i Aksa, Kudüs, Gazze ve bütün Filistin’i kurtarmak için orduların hareket etmesini istiyor.

Hatta Yahudi varlığını resmen tanıyan ve normal ilişki kuran Mısır, Ürdün, Türkiye, Fas, Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan gibi rejimler ve onların yöneticileri bu tanımayı çekmiyor ve ilişkilerini kesmiyor! Diğer rejimler ve yöneticiler ise Yahudi varlığını içerik olarak tanıyor. Çünkü iki devletli planı uygulamaya çağırıyor. 1948’de Yahudilerin gasp ettikleri Filistin’in %80’i üzerinde Amerika ve Britanya’nın yardımıyla kurdukları devleti tanıdıklarını ilan ediyorlar. Bu çağrıdan vaz geçmiyorlar. Oysa ümmet Yahudi varlığını kabul etmiyor, tanımıyor ve Filistin’in onlardan temizlenmesini istiyor.

Bu nedenle İslam dünyasındaki bütün rejimleri yıkıp Ümmeti temsil eden İslam Hilafet devletini kurmak gerekir.

Ordular Müslümanların evlatlarından oluşuyor. Asıl görevi farz-ı kifaye olan cihad etmektir, Filistin’i ve sair işgal edilen Müslümanların topraklarını kurtarmaktır. Askerler eğitimli ve silahlı olup savaşa hazırdırlar. Ümmet bu farzı eda etmek için askerleri yetiştiriyor ve donatıyor. Eğer bu farzı eda etmeye harekete geçmeyecekse niçin vardır bu milyonlarca asker?!

Bu nedenle bu orduları harekete geçirmek için yöneticilere baskı yapmak gerekir.

Ümmetin diğer evlatlarının ise, herkesin bir görevi vardır, tabip, hasta bakıcı, işçi, mühendis, inşaatçı, çiftçi, tüccar, sanayici, öğretmen, öğrenci vs. Anneler ise adam ve asker yetiştiriyor. İşte bunlar kendi işlerini yaparlar, ümmete büyük hizmet sunarlar, herkes bir farz-i kifaye eda eder. Bunlara kendi önemli işlerini terk edip cihada gidin denilemez. Yaptıkları işler durur ve ümmete büyük zarar gelir. Askerler ne iş yapıyor?! Niçin vardır?! Oysa bunların görevi savaşmaktır, ümmeti savunmak, işgal edilen topraklarını kurtarmaktır ve dünyaya İslam davetini taşımaktır.

Esad Mansur