Soru:
Tarımsal amaçla mülk edindiğim ve üzerine bina yaptığım bir araziden tükenmeyen bir maden çıktı, bu arazi artık İslam devleti tarafından benden alınıp kamulaştırılır.
Ancak bu arazi ve üzerindeki yapı karşılığında bana bir bedel öder mi? Yoksa araziyi bedelsiz mi alır?
Arazinin bedelini ödüyor mu?
Cevap:
İslam’da kamulaştırmak yoktur, yasaktır. Kamulaştırmanın manası özel mülkiyeti kamu mülkiyetine dönüştürmektir. İslam ferdi mülkiyet, kamu mülkiyeti ve devlet mülkiyeti olmak üzere üç çeşit mülkiyetle mülkiyeti sınırlandırdı.
Bir ferdi mülkiyet kamulaştırılmaz. Bunun manası fertten alınıp kamulaştırılmaz. Fakat şeriat devleti ferdi mülkiyete dâhil olan bir şeyi kendisine veya kamuya tahsis edebilir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem cihad atları için belli bir arazi kuşatıp mer’a, otlak yeri olarak tahsis etmiştir. Devlet ya boş arazi ya da bazı kişilerden satışla kendi işleri veya hastane, okul, mescit, yol, köprü, park ve meydan gibi ümmete ait yerler için tahsis eder. Eğer arazi ihmal edilip boş olup ta kimse işletmiyor veya kullanmıyorsa bir sorun yoktur. Devlet hemen kendi ve ümmet için bunu kullanır.
Eğer arazide tükenmeyen bir maden çıkarsa bu maden ümmete ait olduğundan dolayı bu arazi otomatik olarak bu madeni çıkarmak için kullanılacaktır. Başka şeye elverişli olmaz. Sahibinden alınır, ona yerine başka arazi verir. Üzerindeki yapının karşılığını verir.
Ebyad bin Hammal adlı Müslüman Yemen’deki Mareb’ten gelip orada bir arazinin ikta edilmesini (devlete ait olan araziden kesip verilmesini) isteyince Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ona ikta etmiştir. Akr’a bin Habes Et-Tamimi şöyle dedi: Ya Rasulullah! Cahiliye’de bu yere geldim, tuz vardır. Orada su yoktur. Tükenmez su mesabesindedir. Kim oraya gelirse ondan alırdı. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ondan geri aldı. Tükenmeyen su mesabesindedir, kim oraya giderse ondan alır dedi”. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ondan geri alınca onun yerine Murad ovasında ona bir arazi ve (içinde) hurma ağaçları verdi”. (İbni Mace, Darekutni, Darimi, Kebir kitabında Tabarani, Ebu Davut)
Bu kişi devletin ikta edilmesiyle bu araziyi yeni mülk ediniyordu, buna rağmen İslam devleti Başkanı Muhammed Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ondan geri alınca onun yerine daha güzel arazi verdi, içinde hurma ağaçları vardı. Bab-ı evla kaidesine göre bir kişi bir araziye sahip olup ta tükenmeyen bir maden bulunursa Hilafet devleti onun yerine arazi verir, daha güzel yer de verebilir. Üzerinde bir yapı varsa onun karşılığını verir. Zira İslam devleti kimseye zulmetmez, zalim olan demokratik laik devletlere hiç benzemez.
Esad Mansur