Soru Cevap

Soru:

 Kişi kendi bedenine bilerek ve isteyerek zarar verdiğinde (mesela intihar girişimi), haram olduğundan dolayı, bu kişiye hangi ukubat uygulanır?

Tazir kapsamında mı değerlendirilir?

Cevap:

[وَلَا تُؤۡتُوا السُّفَهَآءَ اَمۡوَالَـكُمُ الَّتِىۡ جَعَلَ اللّٰهُ لَـكُمۡ قِيٰمًا وَّارۡزُقُوۡهُمۡ فِيۡهَا وَاكۡسُوۡهُمۡ وَقُوۡلُوۡا لَهُمۡ قَوۡلًا مَّعۡرُوۡفًا‏]

“Allah’ın sizin idarenize verdiği malları sefih kimselere vermeyin. Fakat o mallardan onları yedirin ve giydirin ve onlara iyi sözler söyleyin!”[Nisa Suresi 5]

Sefih kimsenin manası, beyinsiz, düşük, görüş sahibi olmayan kimsedir.  İdareyi bilmeyen, kendi malını ve işini yürütemeyen, kendine her an zarar verebilen kimsedir.

Bu ayete binaen sefihin cezası, tasarruftan men edilmesidir. Onun malı elinden alınır, onun velisi yoksa onun üzerine bir vasi tayin edilir. Vasi ona bakar ve onun malından ihtiyacına göre ona harcama yapar.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[لا ضرر ولا ضرار في الإسلام]

“İslâm’da zarar yoktur, zarar vermek yoktur!” [İbniHanbel;ibniMace, Muvatta]

Bu hadise binaen insanın kendine veya başkasına zarar vermesi haramdır.

Allah’ın azabına uğrayan Semud kavminin kuyusuyla ilgili Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[لا تشربوا من مائها شيئا ولا تتوضأوا منه للصلاة، وما كان من عجين عجنتموه فاعلفوه الإبل ولا تأكلوا منه شيئا ولا يخرجن أحد منكم الليلة إلا ومعه صاحبه]

“Ondan hiçbir şey içmeyin, namaz için ondan abdest almayın, onun suyuyla bir hamur yapmış iseniz yem olarak develere verin, ondan hiçbir şey yemeyin. Bu gece (pek fırtınalı bir gece idi) hiçbir kimse tek başına çıkmasın, ancak kardeşiyle beraber çıksın.”

Saide kabilesinden iki kişi hariç insanlar Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrini uyguladılar. Bunlardan biri (tuvalet) ihtiyacını yapmak için çıktı, bu ihtiyacını giderirken kişi boğuldu. Diğer kişi devesini aramaya çıktı, rüzgâr onu Tay kabilesinin iki dağına götürüp attı. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellembunlar hakkında haber verilince şöyle buyurdu:

[ألم أنهكم أن يخرج منكم أحد إلا ومعه صاحبه؟” ثم دعا للذي أصيب على مذهبه فشفي، وأما الآخر الذي وقع بجبلي طيء، فإن طيئا أهدته لرسول الله صلى الله عليه وسلم حين قدم المدينة]

Arkadaşı olmadan hiç birinizin tek başına çıkmanızı nehyetmedim mi? İhtiyacını giderirken boğulan kişi getirildi, Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onun için Allah’a dua etti, böylece şifaya kavuştu, Tay kabilesinin dağlarına atılan kişi ise Tay kabilesinin heyeti Medine’ye gelince onu Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hediye etti.”[İbniHişam]

Bu hadiste Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslüman’ın kendisine zarar getirmesini Allah’ın vahyiyle haram kılıyor.

Semud suyu kendilerine zarar vereceğinden dolayı kullanılması yasaklanmış oldu.

O fırtınalı gecede tek başına çıkanlarla ilgili azarlama geldi. Fakat ceza vermedi. Nitekim bunlar kendi kendilerine zarar getirmeye çalışmadılar. 

İnsan başkalarına zarar verirse Ukubat kitabında geçen cezalarla cezalandırılır. Fakat kendine zarar vermeye çalışırsa bu kişi ya akıl hastasıdır ya da o anda sıkıntılı olmuştur, geçici bir durum vardır, yoksa normal olarak insan kendi kendine zarar getirmeye çalışmaz. Kendisi için hep hayrı, iyi ve yararı temin etmeye çalışır. Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

[وَاِنَّهٗ لِحُبِّ الۡخَيۡرِلَشَدِيۡدٌ ؕ‏]

“Şüphesiz ki insan hayrı şiddetlice sever.” [AdiyatSuresi 8]

Buradaki hayır kelimesinin manası menfaattir, yarardır. İnsanın yaratılışı gereği kendisi için hep iyiliği ve faydayı sever, kendine zararı değil faydayı temin etmeye çalışır.

Kendine kasıtlı olarak zarar vermeye çalışırsa veya kendi kendini öldürmeye teşebbüs ederse durumu incelenir; eğer akıl hastası ise tedaviye götürülür, eğer sıkıntılı bir durumdan dolayı olursa tekrar iman, kaza ve kader meselesi kendisine kavratılmaya çalışılır, iyileşinceye kadar kontrol altına alınır.

Eğer hatasını anlayıp normal hâle gelirse Allah’tan mağfiret diler, namaz kılar ve salih amel yapmaya çalışır. 

Esad Mansur