– 13 –

Hırsızlığın şartları

Hırsızların cezası

Onların tövbesi

Çaldıklarını iade etmeleri

Hırsızlık nedir? Şartları nedir? Ne zaman el kesilir? Hırsızın tövbesi geçerli midir? Ne zaman affedilebilir? Çaldığı malı geri vermeli midir? Bunu kullanırsa veya tüketirse fiyatını ödemeli midir? İkinci defa çalarsa eli kesilir mi? Emanete ihanet eden, ihtilas eden ve yağmalama yapanın eli kesilir mi? yoksa başka ceza mı verilir? Bu cezaları kim uygular?

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقۡطَعُوۡۤا اَيۡدِيَهُمَا جَزَآءًۢ بِمَا كَسَبَا نَـكَالًا مِّنَ اللّٰهِ ؕ وَاللّٰهُ عَزِيۡزٌ حَكِيۡمٌ‏ ﴿۳۸﴾ فَمَنۡ تَابَ مِنۡۢ بَعۡدِ ظُلۡمِهٖ وَاَصۡلَحَ فَاِنَّ اللّٰهَ يَتُوۡبُ عَلَيۡهِؕ اِنَّ اللّٰهَ غَفُوۡرٌ رَّحِيۡمٌ‏ ﴿۳۹﴾ اَلَمۡ تَعۡلَمۡ اَنَّ اللّٰهَ لَهٗ مُلۡكُ السَّمٰوٰتِ وَالۡاَرۡضِؕ يُعَذِّبُ مَنۡ يَّشَآءُ وَيَغۡفِرُ لِمَنۡ يَّشَآءُ‌ ؕ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَىۡءٍ قَدِيۡرٌ‏ ﴿۴۰﴾ 

“Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarına karşılık caydırıcı bir müeyyide olmak üzere Allahtan bir ceza olarakta ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir. Kim yaptığı zulümden sonra tövbe ederse, ıslah ederse (halini ve meseleyi düzeltirse) Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz ki Allah mağfiret ve rahmet sahibidir. Bilmez misin ki; gökler ve yeryüzünün mülkü Allah’a aittir, dilediğine azap verir, dilediğini de bağışlar. Zira Allah her şeye kadirdir”. (Maide 38-40)

Hırsızlığın tarifi; malı sahibinden veya naibinden gizlice almaktır.

Mal sahibi veya malı korumak üzerinde tayin edilen taraf malın naibi sayılır. Naibi ise maldan sorumlu olarak tayin edilen taraftır.

Ayet genel ve mutlak manalarda geçmiştir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Allah’ın vahyiyle şartlar, tahsisler ve kayıtlar gösterdi. Şöyledir:

  1. Hırsızlık tarifi olaya intibak etmelidir.
  2. Emanete ihanet eden, yağmalama ve ihtilas edenlere bu tarif uymaz. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

” ليس على الخائن ولا منتهب ولا مختلس قطع”

(emanete) ihanet eden, yağmalama yapan, ihtilas edene el kesme yoktur” (Ebu Davut, Elhakim, Beyhaki).

Bunlara başka ceza verilir. Zira bunlar malı gizlice almadılar.

  • Emanete ihanet edenin cezası ise celd edilir ve 5 sene hapis cezası verilir. (Ukubat Nizamı)
  • Ödünç alıp aldığını gizleyen kimse hırsız sayılır, eli kesilir. Zira “Mahzum kabilesinden bir kadın başkalarından bir şey ödünç alıyordu ve gizliyordu, kendisinde olmadığını söyleyip sahibine iade etmiyordu. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem elini kestirdi” (Muslim, İbin Hanbel, Nesai)
  • İhtilas eden kimseye 2 sene hapis cezası verilir. Yağmalamayla malı elde eden kimseye 6 ay hapis cezası verilir. Şiddete başvurursa 5 seneye kadar hapis cezası verilir. (Ukubat Nizamı)
  •  Saklı bir yerden gizlice alınınca el kesilir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

“Yerlerinin dışından alıp götürürse bunun değerini ve onun misli (ceza olarak) öder. Saklandığı yerden alırsa kalkan değerine ulaşırsa eli kesilir” (İbin Maceh)

  Başka hadiste;

 “İhtiyaç sahibi olmak kaydıyla eteğine almaksızın ağaç üzerinden meyve koparıp yerse bir şey yoktur. Kim ağaçtan beraberinde meyve götürürse aldığının iki katı ona ödetilir ve ayrıca bir ceza verilir (celd edilir). Meyvenin saklandığı yerden kim çalarsa ve kalkan değerinde olursa eli kesilir” (Ebu Davut, Nesai)

Saklama yeri insanların örflerine göre olur. Hangisi saklama yeri sayılır hangisi değildir kendi aralarında bilinen şey olmalıdır. Zira saklama yerinden çalınmazsa el kesilmez, başka ceza verilir. Suçlara göre “Celt edilir ve bir aydan 15 seneye kadar hapis cezası verilir”. ( Ukubat Nizamı)

  • Gizlice ve saklanan yerden çalınan malın değeri kalkan değerinde olmalıdır. Aişe r.a bunun değerinin ise çeyrek dinar olduğunu söyledi. Aişe r.a şöyle dedi:

 Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çeyrek dinardan itibaren kesiyordu” (Buhari)

O zaman kakanın değeri çeyrek dinar idi. Bir dinar ise 4,25 gram, saf altındır. Başka ifadeyle 1,0625 gram saf altın değerinde saklı yerden çalarsa eli kesilir.

  • Çalınan mal şeriatça saygılı olmalıdır. Başka ifadeyle Şeriat onu mülk edinmeye müsaade etmiş olmalıdır. Misal olarak bir Müslümandan içki ve domuz çalarsa eli kesilmez. Fakat gayr-i Müslim olan zimmiden çalarsa eli kesilir. Çünkü şeriat onlara böyle malların mülküne müsaade etmiştir. 
  • Birinin bir malda hakkının var olması şüphesi varsa çalarsa el kesilmez. Misal olarak çocuk babasının malından veya baba çocuğunun malından çalarsa el kesilmez. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

” أنت ومالك لأبيك”

“ Sen ve malın babana aitsin”. (İbni Hanbel)

 Şöyle de buyurdu:  

“إن أطيب ما أكل الرجل من كسبه وإن ولده من كسبه”

“ Kişinin yediğinin en hoş olanı kendi kazancındandır. Kendi çocuğu da kendi kazancındandır” (Nesai)

  • Keza anne, büyük anneler, büyük babalar, çocukları, torunları birbirlerinden çalarsa el kesilmez.
  • Eşler birbirlerinin malından çalarsa el kesilmez. Ebu Süfyan’ın karısı Hint kocasının cimriliğini şikâyet edip malından onun haberi olmadan kendisine ve çocuğuna alıyordu. Bunu sorunca Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle buyurdu:

” خذي وما يكفيك وولدك بالمعروف”

“ Sana ve çocuğuna marufa göre kâfi olan miktarı al” (Buhari, Müslim, İbni Hanbel)

Bir mala otaklığı varsa çalarsa el kesilmez. Kamuya ait malı çalarsa, eli kesilmez, 6 aya kadar hapis cezası verilir. (Ukubat Nizamı)

  • Müslim olsun gayr-i Müslim olsun hırsızın akil ve baliğ olması gerekir. Zira hadler ve cezalar İslam devletinin tabiyetini taşıyan herkese uygulanır. Ayrıca ahitle veya vizeyle devletin topraklarında bulunana da uygulanır.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

” رفع القلم عن ثلاث: النائم حتى يستيقظ، وعن الصبي حتى يبلغ وعن المبتلى حتى يعقل”.

“ Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: uyanıncaya kadar uyuyandan, buluğa erinceye kadar çocuktan ve aklı yerine gelinceye kadar aklında hastalık olandan.” (Ebu Davut)

  • Hırsızlık ikrarla veya güvenilir bir beyyine ile sabit olur.“ Yanında çaldığı eşya bulunmadığı halde bir hırsız getirilip hırsızlık yaptığını itiraf edince Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem  şöyle buyurdu:

“Senin çaldığını zannetmiyorum?! Adam iki veya üç defa evet çaldım deyince onun elini kesin dedi” (İbni Hanbel)

Devlet reisi olduğu gibi hâkim sıfatıyla Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem emin olmak istedi.

  • Bu nedenle Hilafet devletinde suç işleyen veya itham edilen kimseye işkence kesinlikle yapılmaz, ikrar ederse ondan kabul edilir. Hem de hâkim emin olabilmek için mahkemede ona sorar.
  • Güvenilir beyyine ise; ya iki udul (fasık olmayan, güvenilir) iki adam ya da bir adam ve iki kadın şahidin bulunmasıdır.

Olayı ve çalıntıyı tam, doğru şekilde ve çelişki olmaksızın vasıflayacaklar. Her hangi bir noktada çelişki olursa şahitlikleri reddedilir.

  • Hâkimin kararıyla hırsızın sağ eli bilekten kesilir. Zira;

 “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hırsızın elini bilekten kesti” (Darkutni)

Halife Ebu Bekir ve Halife Ömer bilekten sağ eli kestiler.

  • Aynı anda hırsız çaldığı malı sahibine iade edecektir. Tüketirse veya satarsa veyahut telef ettirirse değerini verecektir.
  • Aynı şekilde emanete ihanet eden, ihtilas eden ve yağmalama yapanlar hem ceza çekecekler hem de malı sahibine iade edecekler. Satarlarsa veya tüketirlerse veyahut telef ettirirlerse değerini verecekler.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

” من وجد عين ماله عند رجل فهو أحق به، ويتبع البيع من باعه”

“ Kişi çalınan malının aynısını bir adamın yanında bulursa onu almaya hak sahibidir. Satılanı satandan geri alır” (Ebu Davut)

Şöyle de buyurdu:

” إذا سُرق من الرجل متاع أو ضاع له متاع فوجدت بيد رجل بعينه فهو أحق به ويرجع المشتري على البائع بالثمن”

“ Bir adam kendisinden bir eşya çalınırsa veya kayıp olunursa ve aynısı başka bir adamın elinde bulunursa onu almaya hak sahibidir. Satın alan ise bedelini almak üzere satıcıya müracaat eder” (İbni Hanbel)

  • Araba gibi ondan faydalanır bir şey olursa hem araba veya başka şeyi iade eder hem de elinde kalma müddetinin bedelini ödeyecektir. Her gün bu arabadan ne kadar faydalanır diye hesaplanır, bunlara ödetilir. Aynı anda cezaları çekecekler.
  • Öte yandan, açlıktan dolayı el kesilmez. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Şöyle de buyurdu:

“لا قطع في مجاعة مضطر”

“ Açılığa mahkûm olunması durumunda kesmek yoktur”

2. raşidi Halife Ömer r.a açlık olunca bu hadisi uygulayarak eli kesmedi.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“ Yenmek üzere hazırlanmış yiyecekler için el kesme yoktur”

  • Hırsız eli kesilirse ikinci defa çalarsa diğer eli kesilmez. Ta’zir cezası uygulanarak hapsedilir. Hâkim çaldığına göre hapis cezasına çarptırır.
  • Hâkime ulaşmadan hak sahibi tarafından affedilirse hâkim meseleye bakmaz ve ceza uygulamaz.

Safvan bin Umeyye şöyle dedi: Mescitte uyuyordum. Üzerimde Hamise (yıldız ve bayraklarla çizilmiş) bir elbise vardı. Biri çaldı, hırsızı yakaladık Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e götürünce elini kesmeye emir Verdi. Dedim ki 30 dirhemlik bir hamiseden dolayı el kesilecek mi ya Rasulullah? Ona hibe (karşılıksız) veya satarım?! Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 “ Bana gelmeden bunu yapamaz mıydın?” (Ebu Davut)

Şu var ki, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in açıklamaları olmasaydı bu ayeti uygulayamayacaktık. Bu nedenle birçok ayette Allah’ın dediği gibi Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kuran’ı beyan eder, genel hükümlerini tahsisler, mutlak hükümlerini kayıtlar ve mücmel hükümlerine tafsilat, asıl hükme feri hüküm, yeni hüküm de getirir.

    Böylece hırsızların yaptıklarına karşılık caydırıcı bir müeyyide olmak üzere Allahtan bir ceza olarakta elleri kesilir. Bir daha yapmaya cesaret edemez, diğerleri de korkar hırsızlık yapmaktan korkarlar. Ahirette Allah’ın cezasından korkmayanlar dünyadaki Allah’ın cezasından korkarlar. Zira Allah hırsızlığı yasaklayınca onu önlemek ve işleyenleri cezalandırmak için indirdikleriyle hükmedecek İslam devletinin kurulmasını farz kıldı. Kuran’ı sırf ibadet olarak okumak için indirmedi, ahkâmını uygulamayı gerektirdi, uygulamayanlar ya kâfir, ya fasık, ya zalim ya da bu üç sıfata sahiptir.

Allah ise izzet sahibidir, pek güçlüdür, suç işleyenler onun elinden kaçamazlar. Dünyada cezaları uygulanmazsa ahirette uygular ve başına ağır musibet indirir. Aynı anda cezalarını uygulamak istemeyenlere ceza olarak azap indirir. 

Aynı anda Allah hikmet sahibidir; bu cezaları niye indirdiğini daha iyi bilir, hikmet sahibi olduğu için hükümleri doğrudur, güzeldir, ondan daha doğru veya güzel olamaz. Zira insanı yaratan O’dur, insana ve topluma en uygun olan hükümler gösterir. Gerçek ve huzurlu hayat ahkâmı uygulamakla gerçekleşir. Şöyle buyurdu:

 وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَا أُوْلِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ 

“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.” (Bakara 179)

Suç işleyenler ceza yedikten sonra, çaldıkları veya haksızca aldıkları malı geri verirlerse Allah onları bağışlar. Şöyle buyurdu:

“Kim yaptığı zulümden sonra tövbe ederse, islah ederse (halini ve meseleyi düzeltirse) Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz ki Allah mağfiret ve rahmet sahibidir”.

Yaptığı zulüm, işlediği günahtır, hırsızlıktır. Ceza yedikten sonra tövbe ederse, bir daha yapmamaya karar verirse, istikamet sahibi olursa, çaldığı malı da geri getirerek meseleyi düzeltirse Allah ondan kabul eder. Zira ıslah etmek hem kendini düzeltir hem de bozduğu meseleyi düzeltir. Bozduğu şey ise yaptığı hırsızlıktır.   

Bunun gibi emanete ihanet eden, ihtilas eden ve yağmalama yapan kimseler işledikleri günahlara karşı cezalarını çekerlerse, ondan sonra tövbe ederlerse ve aldıkları malları sahiplerine geri verirlerse Allah onları bağışlar, onlara rahmet indirir, azap vermez. Zira cezalar hem caydırıcıdır, aynı anda günahı sildirir.

Nitekim Allah her şeyin malikidir, günah işlemek üzerinde ısrarlı kalanlara azap verir, tövbe edenleri bağışlar. Her şeye kadirdir, suçlulara azap vermeye kadirdir. Şöyle buyurdu:

 “Bilmez misin ki; gökler ve yeryüzünün mülkü Allah’a aittir, dilediğine azap verir, dilediğini de bağışlar. Zira Allah her şeye kadirdir”.

Rasulüne “Bilmez misin” diye hitap ederken bize de hitap eder. Çünkü Rasule has hüküm gelmedikçe Rasule hitap bütün ümmete hitaptır. Ey müminler gökler, yer ve içindekilerinde ne varsa, insanlar dâhil O’nun mülküdür, kendisi yarattığı gibi bunlara her şeyi yapabilir, yok edebilir. Bunu iyice anlayın ve kesin şekilde tasdik edin, hiç şüpheniz olmasın. Bu nedenle insanlar suç işledikleri zaman Allahtan güçlü oldukları veya O’nun azabından kaçabileceklerini sanmasınlar; Hilafet devleti varsa onun vasıtasıyla cezalandırır, bu devletin gıyabında kendisi dünyada suç işleyene musibet indirir veyahut ahirette ateşte azap verir.